+90 539 342 6363
 
   

  Elif Çiğdem ŞAHİN



Elif Çiğdem ŞAHİN   -   guneslibiryer@hotmail.com
06.06.2023   -   591 defa okundu..
Seçiyorum, Seçiyorsun, Seçiyor Mu?..
Paylaş
Yola çıktım. Annemin evine geldim iki yılın ardından. Seçimi kaybetmişiz. Öyle dediler. 



 Ben annemi bu evde kaybettim. Bu eve geri gelmek iki yılımı aldı. Burada kaldığımın ikinci günü annemi rüyamda gördüm. Ve babamı da. İkisini de kapıda karşıladım, yanaklarından öptüm.  Babamı ilk kez. Belki de gerçek hayatımız da dahil ilk kez yanaklarından öptüm. 

 Son yıllar hariç anneme hep sarılırdım durup dururken. Pandemi diye birşey geldi, anneme sarılamaz oldum. Sarılmadan uğurladım annemi, iki yıl en az, anneme sarılmadan uğurladım onu. Çok içime oturdu. Sanki annem ona sarılmadığım için ölmüştü. 



Bu arada seçimi kaybetmişiz. En azından komşu böyle düşünüyor. 



 Döndüm etrafıma baktım. Ne kaybettiğimi görmek için. Baktım, iki yıl önce ve daha önce de açmayan begonvil açmıştı, her yeri deli gibi sarmıştı. Bahçedeki sardunyalar açmıştı, annemin diktikleri... 

Neyi kaybettiğimizi anlamaya çalıştım. Çıktım baktım. Havada göremedim. Perihan'ın verdiği domates, biber fidelerini dikeyim dedim. Kuyudan gelen bahçenin suyu akmıyordu. Dedim demek seçimde bunu kaybetmişiz. 



 Yüzlerine bakınca seçimi kime karşı kaybettiğimi anlayamıyorum insanların. Acaba hangisine karşı kaybetmiştim. Sokakta göremiyordum, hatta markette de göremiyordum kime kaybettiğimi... 



Dışarıda hayat gailesinden başka bir şey göremiyordum. Hatta onu bile göremiyordum. 



 Zaten o çöp kutularının başındaki insanlar hep vardı, onları pas geçiyordum. Onlar daha önce de vardı zaten. Ne değişti ki!

 Şuna da şaştım, biz seçimi kaybetmiştik, oysa hala çöpe dolap, koltuk falan atıyorduk.  Bir seçim olmuştu, kendimi kaybetmiş gibi hissetmemiştim. Neden acaba Kendini benimle aynı safta görenler kaybetmiş meğerse, ve beni de kendi taraflarında görüyorlardı. 



 Oysa ben, ben orada değildim, ben kaybetmedim. Çanakkale gibi yerde sandığın başında durdum, başından sonuna kadar... Hiç durmasam, hiç birşey değişmezdi Çanakkale gibi yerde. 



 Bunu da bilerek durdum. Orada kapıya çöpe kanepe koymayan bir iki insanla tanıştım, onlar kazanan taraftaydı. Hiç de seslerini çıkarmadan izlediler, benim durduğum sandıkta dörde bir yeniktiler.. 



  Seçimde kaybedenleri sadece çöpe kanepe koymakla açıklamıyorum. Oylar, bence, kesinlikle çalınmıştı. Çalınmasaydı komşum seçimi kazanacaktı bence. 



    Bakıyorum da küçük burjuvanın en altındakiler bile daha da, en dibe batana kadar kendi hayatlarına sahip olduklarını düşünmeye devam edecek. 



 Annemin evine geldim.  Rüyamda bile olsa, yanaklarından öptüm,  babamın da... 



 Cumartesi günü pazarda havucun kilosu 50 liraydı. Ne gam! Havuçsuz yaşayabilirdik, soğansız yaşayabilir miydik bilmiyorum.

Düşünce özgürlüğü olmadan yaşayabilirmişiz onu anladım, yani o havuç gibi birşey. 

 En azından ben düşünceyi hala satın almıyorum, böylece 50 lira hala cebimde. 



 Her durumda burjuvayım, ama küçük değilim. Cebimde kalan 50 liranın kıymetini biliyorum ve iyi ki hala bana satamadıkları var... Sanki seçebilirmişim gibi.. Sartre'a selam olsun...

   

İletişim Bilgileri


İsmet Paşa Mahallesi İnönü Caddesi
157/1 - 17010 - Merkez / Çanakkale

Bir Sorunuz mu Var
info@canakkaleburda.com

Remzi CAN


+90 286 210 0101
+90 539 342 6363

Haber Kategorileri


  Magazin
  Guncel
  Siyaset
  Ekonomi
  Spor
  Cevre
  Saglik
  Emlak
CopyRight by 2021 Çanakkale Burda, tüm hakları saklıdır.
Çanakkale Web Tasarım