+90 539 342 6363
 
   

  Osman KUTLU



Osman KUTLU   -   osmankutlu17@hotmail.com
03.07.2024   -   303 defa okundu..
Büyük Taarruz-05-istihbarat Faaliyetleri..
Paylaş

Buraya kadar anlattıklarımızdan sonra, Büyük Taarruza başlamadan önce, yapılan istihbarat çalışmalarıyla ilgili birkaç detayı yazmamak, o büyük insana ve emek verenlere haksızlık olur sanırım. Çünkü istihbarat faaliyetlerinde bulunurken halk tarafından düşmana yardım yataklık ettiği için dışlanan, infaz edilenler olduğu gibi, savaş sonrası linç girişiminden bizzat Atatürk’ün talimatıyla kurtarılanlar vardır.


Bugüne kadar bu konuda az da olsa yapılmış çalışmalar vardır ama ne yazık ki “yeterli değil” seviyesinde bile değildir. Genellikle çok bilinen 15 civarında kurulmuş gizli teşkilatlardan bahsedilir. Ancak bunun çok ötesinde muhteşem faaliyetler olmuştur.


Atatürk’ün teşkilatçılıkta da nasıl bir deha olduğunu anlamak için bu konu çok önemlidir.


İstihbarat faaliyetleri sadece İstanbul gibi büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun işgal altındaki hemen her köyüne kadar her yerdedir. Bu faaliyetler içinde, hamallardan ağalara, çocuklardan kadınlara, saraya kadar her gruptan ve her yaşta vatansever vardır.


İşgal altındaki yerlerde şehirlerden köylere kadar, özellikle bölgenin zenginlerinin, imam ve müftülerinin, ağalarının başında olduğu yerel teşkilatlar kurulmuştur. İleriki bölümlerde bahsi geçecek olan Haydar Ağa, Afyon’un küçük bir köyündedir ve Süvari Kolordusunun Ahır Dağlarını aşmasında büyük payı vardır.


Büyük Taarruz öncesinde, özellikle işgal altındaki kırsal kesimdeki istihbarat faaliyetleri büyük önem taşımıştır. Bu faaliyetler sırasında ihanete uğrayıp şehit edilen ve unutulan 18 köylü Kocatepe’nin eteklerinde sessizce yatmaktadır.


İhanet bu topraklarda, kahramanlık kadar çok ve yaygındır. Bu durum diğer ülkelere göre Anadolu’da istihbarat faaliyetlerini çok daha zor hale getirmiştir. Bu yüzden, Büyük Taarruz planını bırakın, taarruz niyeti bile gizlenmek zorunda kalınmıştır. Hatta bu gizlilik sadece düşmana ve halka yönelik değil bizzat taarruzu icra edecek birliklere varıncaya kadar genişletilmiştir. Yani, askeri birlikler bile taarruzu son anda öğrenmiştir.


Bu kırsal bölge istihbaratları doğrudan Atatürk’e gelir. Elde edilen bilginin iletilmesi ise gizli yazıyla yapılmıştır. Gizli yazı, kâğıtta normal olarak görülmeyen ama ateşe tutulduğunda ortaya çıkan yazıdır. Kâğıda limon suyu, sirke, hatta idrar ile yazılırsa yazılar görülmez. Bu notlar ve bilgiler, pişirilirken içine özel bir oyuk yapılarak pişirilen ekmeklerin içinde taşınırdı.


O dönemde kâğıtların beyaz olmadığını, sarı saman kağıt dediğimiz cinsten olduğunu da not olarak eklemekte fayda var.


Bu konu öyle ilginç bir detaydır ki, o günlerdeki toplumun perişanlığını çok açık şekilde gösterir. Şöyle ki, halk okuma yazma bilmediği için doğal olarak yanında kâğıt taşıma lüksüne de sahip değil. Zaten vatandaşın o kâğıdı alacak parası bile yok. Kâğıdı bırakın evinde kutsal kitabı bile yok. Yani yapılan aramada bulunacak her kâğıt parçasına el konuluyor. Bu yüzden gizli bir deliği olan özel ekmekler yapılmıştır.


Öyle “Dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz” falan laf salatası…


Bir diğer önemli istihbarat faaliyeti ise subayların köylü ve özellikle çoban kılığında taarruz hattı bölgesinde görevlendirilmesidir. Milli Mücadeleyi destekleyen ağaların desteğiyle bölgeye geçen subayların çoğu aylarca dağlarda çobanlık yapmıştır.


 


İletişim Bilgileri


İsmet Paşa Mahallesi İnönü Caddesi
157/1 - 17010 - Merkez / Çanakkale

Bir Sorunuz mu Var
info@canakkaleburda.com

Remzi CAN


+90 286 210 0101
+90 539 342 6363

Haber Kategorileri


  Magazin
  Guncel
  Siyaset
  Ekonomi
  Spor
  Cevre
  Saglik
  Emlak
CopyRight by 2021 Çanakkale Burda, tüm hakları saklıdır.
Çanakkale Web Tasarım