Şahabettin Kalfa
-
kalfa43@mynet.com
24.07.2024
-
319 defa okundu..
63 Mondros'tan Montrö'ye Çanakkale..
Değerli okurlar; Temmuz ayı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çok önemli kararlara imza koyduğu bir aydır. 24 Temmuz 1923-Lozan Antlaşması’nın imzalanması, 01 Temmuz 1926-Kabotaj yasasının yürürlüğe girmesi ve 20 Temmuz 1936-Montrö Mukavelenamesinin imzalanmasıdır.Bu antlaşma ve yasaların hepsi deniz, ve boğazlarla ilgili hükümler içerir. Ve hepsi doğrudan Çanakkale’deki sosyal yaşam ile doğrudan ilişkilidir. Ama bunların geçmişe yönelik uzantıları da vardır ki; bunlar da kapitülasyonlar, Mondros ve Sevr’dir. İşte bu nedenle böyle bir başlık koyduk. Ben bu konuda bir tez yazmak gayretinde değilim.Bunu Üniversitemizin uyuyan ilgili kurumlarına bırakalım.
3 Temmuz 1918’de Sultan Beşinci Mehmet Reşad’ın ölmesi ile, Padişah olan Altıncı Mehmet Vahidüddin(Vahdettin) dönemine Osmanlı iç ve dış politikasında büyük değişikler olacağı anlaşılıyordu. Hükümet’te yapılan değişiklikler, 10 Ekim 1918’de Osmanlı Meclisi Mebusân’ın açılması, yeni hükümetin barışa yönelik müzakere istemesi ile başlayan süreç, 30 Ekim 1918’de Mondros’ta,İngiliz kruvazörü Agamemnon’un güvertesinde son buldu.
Bu ateşkes sonunda; 1 kasım 1918’de Boğazlar Umum Komutanlığı kaldırıldı. Çanakkale askerden arındırıldı. 6-12 Kasım 1918 tarihleri arasında İngiliz donanması boğaza girdi, 12 Kasım’da İngiliz, İskoç ve Hintli askerler ilk işgal kuvveti olarak kente girdi.
Karaya çıkan İngiliz birlikleri Çanakkale Boğazı istihkâmlarına el koydular. İstihkâmlardaki boğazdan geçişlerine imkân vermeyen toplar parçalandı. Okullar ve Askeri Hastane kapatıldı. İngiliz İşgal Birlikleri Çanakkale Sultanisi binasını önce hastane, sonra kışla olarak kullandı.
Bu dönemde kentte yumurta satışları ve fiyatları arttı. Çanakkale, “Mütareke Şartlarını Uygulama Komisyonu” tarafından yönetilmeye başladı. (bu komisyon bir Türk’ün başkanlığında, elçiliklerin müsteşarları ile İngiliz, Fransız ve İtalyanlardan birer subaydan oluşuyor.) Boğazlar; askerden arındırılmış bölge statüsüne tabi olmuş, çok az sayıda jandarma emniyet için bırakılmıştır. Asayiş bozulmuş, çetecilik artmıştır. Ancak 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan BMM’ne Çanakkale’den (BİGA)Hafız Hamdi Bey (Dumrul) (Eşraftan), Hamit Bey (Karaosmanoğlu)(Adliyeci), Mehmet Bey (Dinç)(Tüccar,1873-Ezine -Rüştiye).katılmışlardır. (GELİBOLU) Celal Nuri (İleri) Bey ( 1877-1938).*
Fotoğraflar için İbrahim Aksu’ya teşekkür ederiz.
10 Ağustos 1920’de Sevr antlaşmasının imzalanması ile 37. ve 61. maddelerde boğazlar bir komisyon tarafından yönetilecek, 40. madde gereğince; bu komisyona ilerde Türkiye’de katılabilecek, Bu komisyonun kendine özgü bayrağı, teşkilatı, bütçesi olacak, vergi kesebilecek, bu teşkilatı yabancı bir komutan yönetecek, Boğazlardan geçiş, fener, kılavuzluk hizmetleri bu komisyonun ödevleri arasında bulunacak, Çanakkale sancağı askersiz bölge olacak, asker bulundurma hakkı İtilaf devletlerine ait olacak. Boğazlar harp zamanında bile bütün devletlerin gemilerine açık bulundurulacak. Kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanabilecek. Hükümetten ümidini kesen millet, Anadolu’da kurulan cemiyetlerle ilişkileniyor, yerel direniş oluşturuluyordu.
11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes antlaşmasından sonra; Ankara’nın görevlendirdiği Rami Bey kentte valilik görevine, Çanakkale Sultanisi’nin tekrar eğitim-öğretime başlar. İngilizler Anadolu yakasından Rumeli’ye geçerler. 26 Kasım’da Mudanya Mütarekesi’nin ardından, Çanakkale’ye Ankara Hükümeti temsilcileri gelir.
24 Temmuz 1923’ te imzalanan Lozan antlaşmasına göre, Çanakkale boğazının iki yakasında sahilden 20 km.lik bir mıntıka askerden arındırılıyordu. 20 km.lik saha dışında Çanakkale’ye en yakın askeri birlik; 9. Piyade alayıdır. Bu alay, 1934 yılında Fahrettin Altay Paşa tarafından, Kirazlı köyü’nde konuşlandırılmıştır. Askerden arındırılmış bölge statüsü’nde olan Çanakkale’de bulunan jandarma birlikleri; emniyet açısından içeride asayişe yönelik görev yaptıklarından askeri statüye dahil edilmemişlerdir.İşgal döneminde bozulan asayişin sağlanması, Çanakkale Savaşları’nda büyük kayıplar veren jandarma birliklerinin eksikliğinin giderilmesi, bölgenin korunmasına yönelik ve bir bakıma boğazın emniyetini ilk anda sağlamak için Çanakkale’de dört adet Jandarma Efrat Okulu açılmıştır.
1 nolu Jjandarma Efrat Okulu, Çimenlik kalesi ile Sarı çay arasındaki yapıda;
3 nolu Jandarma Efrat Okulu, Hastane bayırındaki Askeri hastanenin bulunduğu yapıda;
9 nolu Jandarma Efrat Okulu, sahilde necip paşa camii’nin yanındaki yoldan biraz ilerideki şimdiki Askeri hastanenin olduğu yerde;
10 nolu jandarma efrat okulu ise, Kilitbahir’den Eceabat’a doğru, Değirmen burnundaki askeri binalarda eğitim- öğretime başlamışlardır. Bu askeri okullar, Montrö sözleşmesine kadar hizmet vermiştir.
20 Temmuz 1936’da Montrö sözleşmesi ile boğazların egemenliği Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiyordu. Asker bulundurabiliyor, ticari gemilere geçiş serbest, askeri gemilere yönelik bazı kısıtlamalar kabul ediliyordu.Savaş sırasında boğaz kapatılabiliyordu.
20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Mukavelenamesi ile statüko değiştirilince; Çanakkale’ye boğazın emniyeti için Çanakkale’de Boğaz ve Müstahkem Mevki Komutanlığı ile 2. Kolordu Komutanlığı teşekkül ettirilmiştir. Böylece Çanakkale ve Boğaz, Kara ordusu emrine girmiştir. 20 Temmuz 1936’da Montrö Mukavelenamesi’nin imzalanması sonrası kente büyük bir coşkuyla giren 9. Piyade Alayı, önce Çınarlık mevkii’nde çadırlı karargâhta kalmışlar, sonra Çimenlik kalesi’ndeki binalara yerleşmişlerdir. Birlik daha sonra, 1936 sonrası kapatılan 10 Nolu Jandarma Efrad Okulu’ndan boşalan Kilitbahir’deki Değirmen Burnu kışla ve tabyalarına yerleştirilmiştir.
Yabancı subaylar, işgal döneminde bir askeri yapının önünde
Cumhuriyet’in ilk yıllarından; 20 Temmuz 1936’da Montrö Mukavelenamesi’nin imzalanmasına kadar geçen sürede mevcut bina; Askere Alma (Askerlik Şubesi) binası olarak hizmet vermiştir. Montrö sözleşmesinden sonra Çanakkale’de Boğaz ve Müstahkem Mevki Komutanlığı ile 2. Kolordu Komutanlığı’nın teşekkül ettirilmesiyle, Askerlik Şubesi buradan taşınmıştır. Mevcut bina, Topçu Tugay Komutanlığı ile Boğaz ve Müstahkem Komutanlığı olarak kullanılmıştır.
*İtilaf Devletlerince 16 Mart 1920’de dağıtılan Meclis-i Mebusan’da Gelibolu Milletvekili olarak yer alan, ancak BMM. toplandığı sırada Malta’da sürgünde bulunan Celal Nuri (ileri) Bey, Gelibolu Milletvekili kabul edildi. Malta dönüşü 26 Kasım 1921’ de Meclis’e katıldı.
Montrö Mukavelenamesi'nin imzalanmasında görevli bir Çanakkaleli; TEVFİK RÜŞTÜ ARAS.. Atatürk, “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” imzalanmadan bir gün önce 19 Temmuz 1936 günü Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’a çektiği telgraf şöyleydi:
“Dr. Aras,
Türkiye Cumhuriyeti Dış Bakanı/Montreux
Kutlarım; Monrö konferansını pek parlak demeyeceğim, akla uygun sonuçlandırabildiğinden dolayı. Ümit ederim ki, dünyanın uygar ve insancıl alemi, bizim Türklük adına aldığımız uysallığı, fedakarlığı taktir edecektir.
Yukarıda vermek istemediğim parlaklığı, bu başarınızı zafer haline getirecek bundan sonraki yüksek sonuçlar almanıza saklıyorum. Türkiye ve Türk milleti, Türk’ün yüksek haklarını dünya devletleri karşısında başarıyla savunabilen ve sonuç alabilen senin gibi yüksek diplomatlarıyla kıvanç duyar.
Bu işte sizinle birlikte çalışan, size büyük zeka ve çabalarıyla yakından yardım eden seçkin arkadaşlarımızın ayrı ayrı ve senin gözlerinden öperim. Bu kutlama iletimi sana yazmamı, sorunla ve seninle çok ilgili olarak meşgul olan Hükumetimizin, bana sizin başarınızı müjdelemelerine borçluyum. Onlara da ayrıca teşekkür ederim.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk TEVFİK RÜŞTÜ ARAS; Hasan Rüştü beyin oğludur. 1883 de Çanakkale'de doğmuştur. İlk öğrenimini İzmir'de Lise öğrenimini Üsküp'de yapmış, İstanbul'da Numune-i Trekki Mektebine girmiş ve buradan birincilikle mezun olmuştur. Beyrut'ta Fransız Laik Mektebine devam etmiş ve Beyrut Tıbbiye Mektebinden mezun olmuştur. Fransızca bilir, bir süre İzmir'de Sedat ve İttihat gazeteleri başyazarlığını yapmıştır.
2 Mayıs 1908 den 31 Ekim 1909'a kadar İzmir Gureba hasta hanesi doğum doktoru, 2 Şubat 1909 dan 30 Eylül 1911 tarihine kadar Selanik Vilayeti Sıhhiye Müfettişliğinde, 1 Ekim 1911 den 8 Kasım 1911 e kadar Genel Sıhhiye Müfettişliğinde, 10 Aralık 1912 tarihine kadar Hıfzısıhha Emrazı Sariye Encümeni azalığı ile 10 Ocak 1912 de Meclisi Umuru Tıbbiye-i Mülkiye ve Sıhhiye-i Umumiye azası olmuş, 1 Eylül 1912 den 31 Aralık 1912'e kadar Üsküp Hilaliahmer hasta hanesi Baştabipliğine, 1 Ocak 1912 den 1 Nisan 1913 tarihine kadar Çanakkale hasta hanesi Baştabipliğine, 1 Mart 1913 den 31 Mart 1913 tarihine kadar Sağlık Genel Müdürlüğü I. Müfettişliğine, 1 Mart 1913 den 2 Şubat 1914 tarihine kadar Hıfzısıhha Şubesi Müdür Muavinliğinde, 2 Şubat 1914 den 28 Şubat 1915'e kadar Teftiş Kurul Başkanlığında, 1 Mart 1916 dan 28 Haziran 1917'e kadar Genel Müfettişlikte, 28 Haziran 1917 den 28 Haziran 1918'e kadar Yüzbaşılık Rütbesi ile I. Ordu Hıfzısıhha Müşavirliğine, 29 Haziran 1918 den 30 Haziran 1920 ye kadar Yüksek Sağlık Meclisi üyeliğinde bulunmuş ve 1920 de İstanbul'dan Eskişehir'e geçerek Kuva-i Milliye ye katılmıştır. 1920 den 10 Ağustos 1923 tarihine kadar Menteşe Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapmıştır. 6 Kasım 1923 de Sağlık Bakanı, 15 Nisan 1923 de ikinci defa Sağlık Bakanı, 11 Ağustos 1923 den 31.10. 1927 kadar İzmir Milletvekili, 29 Ağustos 1923 de Türkiye Yunanistan Mübadele Komisyonu Başkanı, 4 Mart 1925 de Dışişleri Bakanı olmuştur.
11 Kasım 1938 de Bakanlar Kurulunun istifası üzerine Hariciye vekilliğinden ayrılmış, 1939 da Londra Büyükelçisi olmuş ve 1942 Şubat ayında emekliye ayrılmıştır. Kırmızı - Yeşil İstiklal Madalyası vardır.